ARIN KORUN GEL…

Duygu Hanım Bizlerle Paylaşıyor:
Birine ‘ARIN – KORUN – GEL’ diyorsan..
Ona arınmayı anlatmalısın. Suyu – temiz havayı – hafiflemeyi sunmalısın. Düşünce ve zihinden sağaltmalısın ki “özünü” görebilsin… Kendini bulabilsin.
Korun demenin; yükselen enerjisini korumak olduğu kadar özünü kabullenirken yaşayacağı zorluklardan da, kendi kendine verebileceği zararlardan da korunmak olduğunu bilebilsin. En önemli safha belki bu iken buradan dönmenin çok sık olduğunu idrak edebilsin.
“Arınıp korunuyorum ama sana gelmek için değil.” diyorsa biri; artık çabalamamalı.
Yarasa gözüyle güneşi göremiyosa onu mağaradan çıkarmak için sen o karanlıklara girmemelisin..
Eğer ki; bu lafı emanet ettiğin kişi “Yapamadım yardım et.” diyorsa GİT..
Çünkü gittiğin bir parçandır senin ve eşlikçindir.
Her ne kadar – Arın-Korun-Gel – diyen bir kaç adım önde olsa da bu cümleyi zikrederken kimin kime eşlik edip yolun neresinde “ötekini” geçeceğini, geçip geçmeyeceğini bilemeyiz. Hatta şunu da bilmeyiz:
– Arın diyenin arınmış olup olmadığını.
Şunu ise biliriz:
– Arın diye nbunun farkına varmış – deneyimine yollanmıştır ki bir de korun demiştir.
Bazen en değer verdiğini en değerlisine kavuşsun diye bırakırsın. Arınmak – öze inmek – kim olduğunu bulmak”iyi ya da kötü” tek kişilik bir yolculuktur. Özünü reddetmen onu maalesef değiştirmeyecektir.
Lafı eden izleyicidir. Eşlik etmez. Yara ve zararı deneyimlemene engel olmaz. Çünkü öz iyidir ya da kötüdür. Sadece sendir. Bu nedenle yargılamaz. Deneyiminde tercihler kişiye aittir. Lafı eden o tercihleri saygı ile kabul eder. Kendi yoluna gider. Çünkü o lafı edebilen senin özünü görebilendir..
Arınıp – korunup – gelebilen; Yoldaştır. Candaştır. Candosttur. Aşktır. Aşıktır.
Varlığının en kıymetlisini bulan bir başka parçanın da kıymetini bulur ve bilir. Varlığını bilmeyen bir başkasını ne edebilir ki? Susuz kalmayan biri bir bardak temiz su için savaşanı anlar mı? İşaret parmağını kaybeden nişancı artık ayağındaki serçe parmağından kulağının ucuna, karaciğerinden kör bağırsağına dek kıymet verir kıyafetine.
O yüzden bu lafı eden izleyici kaybetmeye en baştan razıdır arın denileni.. Yeterki izlediği kendi içinde kaybolmasın. Zordur izleyici olmak..
Karışmadan durabilmek, affedebilmek, unutup yola devam etmek ve ettirebilmek…
ARIN: Kirli giysilerinden ve yüklerinden, heybelerinden ve sorumluluklarından, olumsuz düşüncelerinden, enerjini çalanlardan arın.. Su ile, bırakmak ile, susmaya başlamak ile… Bırak dışını sen, içini O temizlesin..
KORUN: Temiz kal, kıyafetlerine özen göster, yediğine, uykuna, ailene, dostlarına aşkına özenli ve dikkatli ol. Geldiğin dengeyi koru. Kendini koru.
GEL: Yola çık.. Sonunu görenin olmadığı tekamül yolunda sana açılan kapılara ve yola gel… Sabırla, sevgiyle, dostlukla, muhabbetle, aşkla gel. 
Duygu Sayılgangil